Son zamanlarda medyada yer alan şok edici cinayet haberleri arasında öne çıkan bir davada, bir adam iki ayrı cinayetten ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. İş yerinde çalışanını ve baldızını katleden bu kişi, yaşadığı olay ile hem aile içinde hem de toplumda derin yaralar açtı. Peki, bu cinayetlerin arka planında ne yatıyordu? Davanın seyrini etkileyen unsurlar ve katilin motivasyonları merak konusu oldu. İşte detaylar.
Olay, geçtiğimiz yıl bir yaz günü, İstanbul'un sakin bir mahallesinde gerçekleşti. 35 yaşındaki Adem Y., uzun yıllardır birlikte çalıştığı ve aynı zamanda en yakın arkadaşı olan iş yerindeki çalışanı Selim K.’yı ofiste boğarak öldürdü. Bu sırada ofiste başka kimsenin olmaması, Adem’in cinayetini planlı olarak işlediği düşüncesini doğurdu. Ancak bu olayın üzerinden sadece bir hafta geçmişken, Adem'in baldızı olan Fatma Y.'yi de evinde bıçaklayarak öldürdüğü ortaya çıktı.
Bu iki cinayet sonrası Adem Y., firar ettiği yerden yakalanarak gözaltına alındı. Gerek cinayetlerin işleniş şekli gerekse muhtemel motivasyonları, yargı sürecinin en dikkat çeken unsurları oldu. Adli makamlardan alınan bilgilere göre, Adem’in, Selim K. ile iş yerindeki mali durum nedeniyle tartıştığı, bunun sonucunda cinayeti işlediği öne sürülüyor. Baldızına gelince, Adem’in, Fatma Y. ile arasında daha önce süregeldiği içsel bir çatışmanın olduğu ve bu durumun da cinayeti tetiklediği değerlendiriliyor.
İki cinayetin toplumda yarattığı etki büyük oldu. Özellikle kadınların maruz kaldığı şiddet ve cinayetlerle ilgili tartışmaların yeniden alevlenmesine sebep olan bu olay, İstanbul'da kadın hakları savunucuları ve sosyal medya kullanıcıları tarafından geniş yankı buldu. Kadın cinayetlerini durdurmak adına atılan adımların yetersizliği üzerine yapılan eleştiriler, işlenen bu cinayetlerle birlikte tekrar gündeme geldi.
Medya, cinayetlerin detaylarını aktarırken Adem Y.’nin kişisel geçmişi, aile yapısı ve toplumun bu tür olaylara bakış açısı üzerine birçok habere imza attı. Davanın ilerleyen süreçlerinde gözler, mahkeme kararına da çevrildi. Uzun süren yargılama sonrası çıkan mahkeme kararı, toplumda infiale yol açtı. Ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan Adem Y., benzer olayların bir daha yaşanmaması için önemli bir örnek teşkil ediyor.
Adaletin tecelli ettiği bu kara günlerin ardından, bireylerin ve toplumun daha fazla hassasiyet göstermesi gerektiği bir kez daha gözler önüne serildi. Şiddet, bireylerin hayatlarını derinden etkileyen trajik bir durumdur ve herkesin bu konuda üzerine düşeni yapması gerekmektedir. Toplumda farkındalık artırmak, herkesin konuyla ilgili bir adım atmasını sağlamak elzemdir. Moda haline gelen bu tip haberlerden yola çıkarak, vicdanlarımızı sorgulamak ve gelecekte benzer olayların önüne geçmek adına neler yapabileceğimize odaklanmalıyız.
Bütün bu gelişmeler ışığında, cinayetlerin önlenmesine yönelik çalışmalara hız verilmesi, bilinçlendirme kampanyalarının artırılması ve mağdur destek sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiği düşünülüyor. Adem Y.’nin ceza almasının yanı sıra, yaşanan trajedilerin tekrar yaşanmaması için daha kapsamlı politikaların devreye sokulmasının aciliyet arz ettiği aşikardır.