Son günlerde dünya gündemini meşgul eden Gazze konusu, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun yaptığı açıklamalarla yeniden alevlendi. Netanyahu, geçtiğimiz günlerde düzenlediği bir basın toplantısında, "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" ifadelerini kullanarak, bölgede yaşanan insani durumu sorguladı. Ancak bu açıklama, hem uluslararası kamuoyunda hem de bölgedeki tanıklar arasında büyük bir tartışma yarattı. Açıklamasının ardından çeşitli raporlar ve tanık ifadeleri gündeme geldi ve Netanyahu'nun iddialarının ne kadar gerçekçi olduğu merak edilmeye başlandı.
Birleşmiş Milletler'in (BM) verilerine göre, Gazze'de yaşayan 2 milyon insanın büyük bir kısmı gıda yetersizliği çekiyor. BM Dünya Gıda Programı'nın (WFP) son raporuna göre, Gazze'deki hanelerin yarısı, yeterli miktarda yiyecek bulmakta zorlanıyor. Bunun yanı sıra, bölgede yaşanan çatışmalar ve kuşatma nedeniyle temel gıda maddelerine ulaşım her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Netanyahu'nun iddialarına yanıt veren birçok sivil toplum kuruluşu, Gazze'deki açlık ve yetersiz beslenme durumunun gerçek olduğunu ve bu durumun acilen ele alınması gerektiğini belirtiyor. Uluslararası yardım kuruluşları, bölgedeki gıda krizinin çözümü için acil yardımların artırılması gerektiğinde hemfikir. Öte yandan, birçok vatandaş, Netanyahu'nun bu açıklamalarını duygusal bir kopukluk olarak değerlendirdi ve "Başbakan, bize neyin doğru olduğunu söyleyemez" ifadelerini kullandılar.
Gazze'de yaşayan tanıklar, açlık ve gıda yetersizliği ile ilgili yaşadıkları zorlukları paylaşıyor. 28 yaşındaki bir Gazze sakini olan Ahmed, "Bir gün iki ekmek almak için para bulamıyorum. Çocuklarımı beslemek için bazen sadece pirinç yiyebiliyoruz" diyerek, durumu özetliyor. Başka bir tanık, "Buradaki insanlar, herhangi bir yiyecek bulmakta zorlanıyor. Her geçen gün daha da kötüleşiyoruz" şeklinde konuşuyor.
Yerel yardım kuruluşları da bu durumu belgelemek için hemen harekete geçti. Gazze Sağlık Bakanlığı'ndan alınan verilere göre, bölgede 1.700'den fazla çocuk, açlık nedeniyle meydana gelen sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu çocukların büyük bir kısmı yetersiz beslenme nedeniyle tedavi altında bulunuyor. Uzmanlar, bu durumun yalnızca sağlık sorunlarıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki sosyal yapıyı ve geleceği de tehdit ettiğine dikkat çekiyorlar.
Netanyahu'nun açıklamaları, çeşitli eleştirilere maruz kalırken, pek çok insan bu tür yorumların bölgenin gerçek sorunlarını göz ardı etme riski taşıdığına inanıyor. Uzmanlar, liderlerin gerçekleri kabul edip, durumu iyileştirmek için çözümler geliştirmesinin önemine vurgu yapıyor. Gazze'deki insani krizin sona ermesi için, uluslararası toplumun da harekete geçmesi gerektiği ifade ediliyor.
Sonuç olarak, Netanyahu'nun "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" açıklaması, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde önemli bir tartışma başlattı. Bu durum, yalnızca politik söylemlerin değil, aynı zamanda gerçek insani ihtiyaçların da göz önüne alınmasını zorunlu hale getiriyor. Gazze halkı, bu zor günlerde seslerini duyurmayı sürdürecek ve gerçeklerin er ya da geç açığa çıkacağına inanıyor.